Üç günden daha kısa bir sürede, 30 db. veya daha fazla işitme kaybı gelişmesine “ani işitme kaybı” denir. Ani işitme kaybı genellikle sadece bir kulakta gelişir. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber Viral ve Vasküler (damarsal) nedenler üzerinde durulmaktadır.
Ani işitme kaybı yaşayıp yaşamadığınızı, telefonla konuşma esnasında bile fark edebilirsiniz. Eğer sesleri eskisi kadar net bir şekilde duymuyorsanız, ani işitme kaybı yaşıyor olabilirsiniz. Bu hastalığın nedeni için açıklamada bulunmak oldukça güçtür. Çünkü pek çok çevresel veya genetik etkene bağlı gerçekleşebilir. Yaşadığınız bir basınç değişikliği bile kendisini sonrasında ani işitme kaybı olarak belli edebilir. Belirtileri konusunda hastaların kendilerini iyi gözlemlemesi gereklidir. Baş dönmesi yaşanıyorsa, tek kulaktan veya iki kulaktan birden işitme azlığı yaşanıyorsa mutlaka bir uzman hekime başvurulması gereklidir.
Tahribatın başladığı hastalarımızda genel olarak ana şikayet, yaşla birlikte yavaş bir şekilde ilerleyen ve her iki kulakta baş gösteren işitme kaybıdır. İşitme kaybına ek olarak zamanla kulaklarda çınlama ve birtakım denge bozuklukları da görülmektedir. Presbiakuzi hastalığı olan kişilerde sosyal izolasyona ve depresyona yol açabilir, yaşam kaliteleri düşer. Bununla birlikte işitme azlığı oluşur. Buna Presbiakuzi denir ve genellikle kireçlenme ile karıştırılır.
Orta kulak enfeksiyonu / Orta kulak iltihabı genellikle bakterilere bağlı olarak gelişir. Bu iltihap yeni oluşmuşsa akut orta kulak iltihabı, uzun süreden beri var ve kendini kulak zarında bir delik ile gösteriyorsa kronik orta kulak iltihabı denir.
Orta kulak enfeksiyonu / Orta kulak iltihabı genellikle bakterilere bağlı olarak gelişir. Bu iltihap yeni oluşmuşsa akut orta kulak iltihabı, uzun süreden beri var ve kendini kulak zarında bir delik ile gösteriyorsa kronik orta kulak iltihabı denir.
Ancak bazen östaki borusunun tıkanmasına bağlı olarak (alerji veya geniz etine bağlı) orta kulak iltihabı gelişebilir. Buna Seröz yani orta kulak iltihabı veya orta kulak enfeksiyonu denir. Bu durum bakterilere bağlı orta ulak iltihabından farklı belirtiler verir ve tedavisi de farklıdır.
Kulak enfeksiyonları daha çok çocuklarda rastlanan bir hastalıktır. Kulağın yapısı: Dış kulak, orta kulak, iç kulak, kulak kanal kısmı ve kulak kepçesi bölümlerinden oluşur. Orta kulakta meydana gelen bir iltihaplanmadan dolayı, orta kulak iltihabı ile karşılaşılır. İltihaplanan bölüm, orta kulak zarının boşluğudur. Söz konusu enfeksiyon, yalnızca 1 kulakta görülebilir. Fakat iki kulakta birden de kendini gösterebilir. Mevsimsel olarak bakıldığında, orta kulak enfeksiyonu ile daha çok kış aylarında karşılaşmaktayız. Hem yetişkinlerde hemde çocuklarda görülebilen bu hastalığa karşı dikkatli olmak gereklidir. Çünkü erken teşhis, her hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da oldukça önemlidir.
Orta kulak enfeksiyonunun pek çok belirtisi bulunur. Eğer sizler veya çocuğunuzda bu belirtiler baş gösterdiyse mutlaka uzman doktora başvurmalısınız. Ayrıca yetişkinlerde orta kulak enfeksiyonu belirtileri ile çocuklardaki belirtileri farklıdır. Bu nedenle belirtiler konusunda hassas davranılmalıdır.
Dış kulak enfeksiyonu, dış kulağın ve dış kulak yolunun enflamasyonu, irritasyonu veya iltihabını ifade eder. Hastalık, yüzücü kulağı – otitis externa olarak da bilinir. Dış kulakta kaşıntı, sarı, sarı-yeşil renkli ve kötü kokulu akıntı, iltihaplı veya kötü kokulu ağrı, tıkanıklık gibi semptomlar iltihap belirtisidir.
Dış kulak enfeksiyonu, dış kulağın ve dış kulak yolunun enflamasyonu, irritasyonu veya iltihabını ifade eder. Hastalık, yüzücü kulağı – otitis externa olarak da bilinir. Dış kulakta kaşıntı, sarı, sarı-yeşil renkli ve kötü kokulu akıntı, iltihaplı veya kötü kokulu ağrı, tıkanıklık gibi semptomlar iltihap belirtisidir. Kulak ve kulak yolu kızarık ve şiş görünür.Kulak derisi pullu ve döküntülü görülebilir.Dış kulak yoluna dokunmak veya hareket ettirmek ağrıyı arttırır. Tıbbi tedavi uygulanır.
Yaz aylarında havuz veya denize girerken dikkatli olunması gereklidir. Özellikle havuzlardaki bakteriler, dış kulak yolu enfeksiyonuna neden olmaktadır. Hastalığın belirtileri arasında, şiddetli bir şekilde kulak ağrısı vardır. Bununla birlikte kulaktan akıntı geliyorsa, işitme kaybı yaşanıyorsa, kulak çeperinde şişme veya kızarıklık gözlemleniyorsa mutlaka uzman bir doktora başvurulmalıdır. Tedavi süresince kulağı nemli ortamlardan uzak tutmak ve hatta suya girmemek gereklidir. Eğer böyle bir enfeksiyonla karşı karşıyaysanız ve tedavi sürecindeyseniz, süreç boyunca deniz-havuz gibi yerlerden kesinlikle uzak durmalısınız.
Kulak kirinin bilimsel adı serumendir. Kulak kanalının en dış kısmında, bin ila iki bin arasında yağ bezi ile ter bezi tarafından üretilir. Serumene biraz tüy, ölü deri hücreleri ve diğer vücut döküntüleri eklendiğinde bildiğimiz kulak kiri ortaya çıkar. Daha önce kulak kirinin sadece nemlendirme ve böceklerin kulağa girmesini önleme amacıyla üretildiği sanılıyordu fakat bazıları antibiyotik işlevi gördüğüne de inanıyor.
Kulak kirinin bilimsel adı serumendir. Kulak kanalının en dış kısmında, bin ila iki bin arasında yağ bezi ile ter bezi tarafından üretilir. Serumene biraz tüy, ölü deri hücreleri ve diğer vücut döküntüleri eklendiğinde bildiğimiz kulak kiri ortaya çıkar. Daha önce kulak kirinin sadece nemlendirme ve böceklerin kulağa girmesini önleme amacıyla üretildiği sanılıyordu fakat bazıları antibiyotik işlevi gördüğüne de inanıyor.
Serumene aslında normal değilmiş gibi gelse de, durum bunun tam aksinedir. Kulağın kendini mikroplardan korumak için salgıladığı antibakteriyel salgıya kulak kiri denmektedir. Normal şartlarda kulak, ürettiği bu kiri kulak dışına atar. Fakat atmadığı zaman sağlıksız oluşumlar meydana gelir. Kulak kiri söz konusu kulak içinde birikerek atılamadığı için, hastalığa dönüşebilir. Bu yüzden kulak temizliği yapılırken dikkat edilmelidir. Kulağı temizlerken mutlaka dikkatli olunmalıdır. Pamuklu çubuk yardımıyla doğrudan kulağı temizlemek, kulakta zedelenmelere sebebiyet verebilir. Kulak yoluna gelen zarar sonucunda daha ciddi sorunlarla karşılaşılabilir. Kulağın kirden dolayı tıkandığı, bazı belirtilerden anlaşılabilir. Bu belirtiler:
İşitme kaybı
Kulak içerisinde ağrı
Kulakta tıkanma hissi
Çınlamaların meydana gelmesi
Kulakta normal olmayan biçimde ses ve gürültüler işitilmesi
Kulak içerisinin kaşınması
Kulakta meydana gelen akıntı veya koku
Öksürük
Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız, kulak kiri tedavisi için uzman doktora başvurmanız gereklidir. Aksi takdirde geç müdahale nedeniyle, kalıcı işitme kayıpları yaşayabilirsiniz. Kulağınızı temizlemek için evde alternatif yöntemler uygulamak yanlış bir harekettir. Söz konusu durum, mutlaka doktorun müdahale etmesi gereken bir durumdur.
Meniere hastalığının En önemli bulgusu belirli periyodlar halinde gelen baş dönmesi ataklarıdır. İç kulak sıvılarındaki bu basınç artışının sebebi genellikle belli değildir. Söz konusu hastaların belirtileri için kesin nedenlerden söz etmek doğru değildir. Çünkü iç kulak sıvılarının basıncı aniden yükselebilir.
Meniere hastalığının En önemli bulgusu belirli periyodlar halinde gelen baş dönmesi ataklarıdır. İç kulak sıvılarındaki bu basınç artışının sebebi genellikle belli değildir. Söz konusu hastaların belirtileri için kesin nedenlerden söz etmek doğru değildir. Çünkü iç kulak sıvılarının basıncı aniden yükselebilir. Bununla birlikte baş dönmeleri kendini gösterir. Hastalığın ne sıklıkla tekrarlanacağı kesin değildir. Fakat bir takım belirtileri fark edildiği anda uzman doktora başvurulmalıdır.
Meniere hastalığı belirti veren ancak sebebi net olarak ortaya konulamamış iç kulak sıvılarının basınç artışıdır. Ancak sıvı üretiminin atılımdan fazla olması yahut iç kulak sıvılarının boşaldığı kanallarda tıkanıklık olması ile basınç artışı gelişebilir. Hastalık, hemen her yaştaki insanların başına gelebilir. Fakat çoğunlukla 40 ila 60 yaş aralığındaki kişilerde daha sık yaşanmaktadır.
Hastalığın belirtileri:
Gün içerisinde birden çok kez yaşanan baş dönmeleri
Kulak çınlaması (tinnitus)
Kulaklarda uğultu duyulması
Kulakta oluşan doygunluk hissiyatı
Kalp çarpıntısı
İshal
Kusma
Bilinç kaybı
Panik atak hali
Ayakta durmakta zorluk
Yürüme esnasında zorlanma
Hastalıkla ilgili en önemli detaylardan birisi, atak sayılarıdır. Hastalığın belirtileri arasında işitme kaybı da bulunmaktadır. Eğer hasta, bu belirtileri yaşıyor ve birden çok kez atak geçirdiyse, kesinlikle müdahale edilmelidir. Aksi takdirde artan atak sayılarıyla birlikte kalıcı işitme kaybı sorunuyla karşılaşılabilir.
Atak sayılarını azaltıcı yöntemler:
Hasta sigara kullanıyorsa, mutlaka bırakmalıdır.
Stresten uzak bir yaşantı içerisinde olmalıdır.
Tatlı, tuzlu tüketimlerini en az seviyede tutmalıdır.
Uyku düzenini sağlamalıdır.
Aşırı kilo alma durumlarından kaçınmalıdır.
Günlük yaşamı içerisinde mutlaka spora vakit ayırmalıdır.
Atak sayılarıyla birlikte hastalık gitgide ilerlemektedir. Atakların azaltılması için bu yöntemlere mutlaka başvurulmalıdır. Ayrıca hastalık tamamen geçene kadar uzman doktor gözetiminde olunmalıdır. Kalıcı işitme kaybı yaşamamak için, belirtileri fark ettiğiniz anda doktora başvurmalısınız. Doktor gerekli tetkikleri, işitme kaybı testlerini vb. yapmasının ardından teşhis koyup, tedavi sürecinizi başlatacaktır.
Orta- iç kulak kireçlenmesi olarak da bilinen Otoskleroz Hastalığı işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir. İç kulak kireçlenmesi olarak bilinen Otoskleroz hastalığı, işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir. Hastalığın kendini tam olarak belli etmeden başladığı bilinmektedir.
Orta- iç kulak kireçlenmesi olarak da bilinen Otoskleroz Hastalığı işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir. İç kulak kireçlenmesi olarak bilinen Otoskleroz hastalığı, işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir. Hastalığın kendini tam olarak belli etmeden başladığı bilinmektedir. Özellikle bebeklik çağlarında başlayan bu hastalığın ilk belirtileri, ancak genç yaşlarda kendini göstermektedir. Ortaya çıkışı ise bu yaşlarda, kulaklarda uğultu duyulmasıyla anlaşılır. Erkeklerde görülme olasılığı, kadınlara göre daha azdır. İşitme kaybı yaşanmaması için erken teşhis oldukça önemlidir. Ne yazık ki pek çok hasta, işitme kaybına çok yakınken uzman doktora başvurur. Halbuki erken teşhis ve tedavi süreciyle birlikte iyileşebilecek bir hastalıktır.
Otoskleroz Nedir ?
Otoskleroz hastalığında, kulakta bulunan üzengi kemikçiği ile komşu olduğu duvarda yapısal olarak kireçlenme sonucunda bir katılaşma olur. Bu katılaşma üzengi kemiğinde hareketin kısıtlanması anlamına gelir. Sonuç olarak kulağımıza ulaşan ses dalgaları, iç kulak sıvısına yeteri kadar düzeyde iletilmez. İletim tipi denilen bir çeşit işitme kaybı oluşur.
Hastalığın teşhisinin yapılabilmesi için hastaya pek çok tetkik uygulanır. Ancak otoskop muayenesinde bu hastalığın ortaya çıkmadığı bilinmektedir. Çünkü gözle görünür bir şekilde salgı birikimi, bu muayene türüyle tespit edilemez. Ancak işitme ölçümü sonucunda kulak içindeki iletkenlerin görevini ta anlamıyla yapmadığı anlaşılır. Böylelikle tedavi süreci başlatılır.
Hastalığın pek çok nedeni bulunur. Fakat en bilinen nedenleri arasında, kişilerin yetersiz beslenmesinden kaynaklı, gelişimini tamamlayamayan iç kulak bulunur. İç kulağın gelişimini tamamlayamaması sonucunda da normal olmayan bir yapı oluşur. Kulak kemikçikleri artık eski işlevini yapamamaya başlar. Bununla birlikte işitmek kaybı yaşanır.
Otoskleroz Tedavisi Nasıl Yapılır?
Otoskleroz tedavisinde “Stapedektomi” ameliyatı ile hareketi kısıtlanan üzengi (stapes) kemiği çıkartılarak, yerine ses dalgalarını iç kulağa iletecek bir protez konulmaktadır. Zamanında müdahale edilmesi, tamamen işitme kaybı yaşanmaması açısından önemlidir. Stapedektomi operasyonu sayesinde hastalar kısa bir süre içerisinde toparlanır. Tamamen iyileşerek günlük yaşamına devam eder. Hastanın şikayetçi olduğu bütün belirtiler ortadan kaldırılır. Ameliyatın ardından, ilk birkaç gün baş dönmesi yaşanabilir. Fakat hasta günlük yaşamına hemen dönebilir.
Vertigo rahatsızlığı daha çok baş dönmesini tarif etmek için kullanılır ve kişide gerçek bir rotasyonel dönmeyi (çevrenin ve/veya kişinin kendisinin dönmesini) tarifler. Çok büyük çoğunlukla iç kulak hastalıklarının neden olduğu bir durumdur. Dizzines olarak tanımlanan kavram ise; kişinin ayağının altından yerin kayması, dengesizlik hissi, sarhoşvari his, teknedeymiş hissine neden olur.
Vertigo rahatsızlığı daha çok baş dönmesini tarif etmek için kullanılır ve kişide gerçek bir rotasyonel dönmeyi (çevrenin ve/veya kişinin kendisinin dönmesini) tarifler. Çok büyük çoğunlukla iç kulak hastalıklarının neden olduğu bir durumdur. Dizzines olarak tanımlanan kavram ise; kişinin ayağının altından yerin kayması, dengesizlik hissi, sarhoşvari his, teknedeymiş hissine neden olur. Çoğunlukla da beyin hastalıklarına, hormonal hastalıklara, dahili, boyun hastalıkları gibi nedenlere bağlı olarak gelişir.
Vertigo Nedir?
Vertigo denen gerçek baş dönmesi tarif edildiğinde genellikle bulantı ve kusma da vardır. Baş dönmesi kendisi bir hastalık olmayıp başka hastalığın belirtisi olduğu için öncelikle asıl sebebin tedavisi gerekir. Ancak birçok baş dönmesi hastasında ortaya net bir sebep konamamaktadır. Bu nedenle asıl amaç baş dönmesini ortadan kaldırmak haline dönmektedir.
Söz konusu hastalık her ne kadar bilinmese de, günümüzde pek çok kişinin yaşadığı bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişilerin yaşam kalitesi, hastalık nedeniyle oldukça düşmektedir. Kişinin etrafındaki bütün nesnelerin dönmesi, ani ve şiddetli baş dönmeleri şeklinde kendini göstermektedir. Bu nedenle kesinlikle tedavi edilmesi gereken hastalıklar arasındadır. Şiddetli baş dönmeleri, özellikle hastanın dışarıda olduğu zamanlarda riskli olabilmektedir.
Vertigo Rahatsızlığı Belirtileri Nelerdir?
En belirgin belirti, baş dönmesi olarak kendini gösterir. Çünkü iç kulakta meydana gelen, denge sisteminin bozulması sonucunda görülmektedir.
Kulakta meydana gelen çınlama
İşitmede güçlük çekme
Mide bulantısı ve kusma
Gözlerin normal seyrinde hareket etmemesi
Dengesizlik hali
Gözlerin aniden kararması
Taşıt hareketlerinden etkilenme (taşıt tutması)
Eğer vertigo rahatsızlığı belirtilerini taşıyorsanız, geç olmadan uzman doktora danışmalısınız.
Vertigo Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmeleri (tümörler hariç) genellikle kısa ya da uzun zamanda kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Çünkü diğer kulak zaman içinde hasta kulağın problemini kompanse etmektedir. Bu bazen 6 ay ya da 1 yıla kadar uzayabilir. Baş dönmesi eğer pozisyonel baş dönmesi (BPPV) ise bunun tedavisi: Epley manevrası denen ve doktorunuzun size muayene masasında uygulayacağı bazı hareketlerle olmaktadır. Bu hareketler iç kulaktaki bazı partiküllerin yerine oturmasını sağlamaktadır. Diğer sebeplerde ilaç tedavisi kullanmak gerekir.
Yüz kaslarının tamamının, olması gerektiği şekilde hareket ettirilememesi durumudur. Yüzde bulunan, sinirsel iletimi sağlayan liflerin zedelenmeleri sonucunda meydana gelir. Zedelenen sinir lifleri sonucunda yüz felci meydana gelir.
Yüz kaslarının tamamının, olması gerektiği şekilde hareket ettirilememesi durumudur. Yüzde bulunan, sinirsel iletimi sağlayan liflerin zedelenmeleri sonucunda meydana gelir. Zedelenen sinir lifleri sonucunda yüz felci meydana gelir. Hasta mimiklerini kaybetmiş bir duruma gelebilir. Görüldüğü hastalar hemen her yaşta olabilir. Özellikle yaşlılarda veya gençlerde görülür şeklinde ayrım yapmak, çok da doğru olmayacaktır.
Neden olduğu sorunlar:
Mimiklerin kaybolması
Kulakta meydana gelen ağrı
Kulak çınlamaları
Sese karşı duyarlılık
Konuşmada zorluk çekme
Hastalığın pek çok nedeni olabilir. Fakat bu nedenlerden en önemlisi enfeksiyonlardır. İnme, çok daha riskli bir durumdur. Doğrudan beyne zarar vermekle kalmayıp, sonrasında hastalığın nedenlerinden birisi olarak karşımıza çıkabilir. Yüz kaslarını uyaran sinirlerin zedelenmesi veya enfeksiyon kapması sonucu oluşabilir. Kafa travmaları sonrasında görülebilir. Diğer bir neden olarak başta veya boyunda görülen tümörler gösterilebilir. Eğer böyle bir durumla karşılaştıysanız, vakit kaybetmeden uzman doktora başvurmalısınız.
Yüz Felci Nedir?
Yüz Felci (Bell palsi) : Yüzümüzün sağ ve solunda bulunan kasların hareket etmesini sağlayan iki tane sinir bulunmaktadır. Bu sinirler beyin sapından çıktıktan sonra kulak kemiği içinde devam eder. Kulaktan çıktıktan sonra yüzümüzde alın, göz kapağı, kaş, burun kenarı, dudak kenarı ve boyun kaslarını hareket ettirmeye sağlayan sinirler olarak beş parçaya ayrılır. Bu sinirin soğuktan ya da travmadan hasar görmesi durumunda buradaki kaslara felç görülür. Kaslardaki hareketsizlik hafif derecede olabileceği gibi tamamen de hareketsizlik görülebilir. Bu duruma yüz felci denir.
Hastalık tür olarak 2 ye ayrılır. İlki Santral yüz felci beyindeki bir hasardan dolayı meydana gelen hastalıktır. Beraberinde vücudun başka yerinde de tutmama, beyin hasarı, inme gibi başka bulgular da olur. İkincisi ise sinirin beyin sapından çıktıktan sonra başına bir olay gelmesi dolayısıyla oluşan ve sadece yüzün o tarafını etkileyen, vücudun başka bir yerinde herhangi bir bulgu yaratmayan çevresel dediğimiz Periferik yüz felcidir.
Yüz Felci Tedavisi Nasıl Yapılır?
Hastalığın tedavisinde ilk seçenek kortizon olup fizik tedavide verilebilir. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları santral yüz felcine göre daha sık görülen periferik yüz felci ile ilgilenir.
Hastanemiz, Düzce'nin dört bir yanından gelen hastalar için son teknoloji kapsamlı bakım ve özel hizmetler sunmaktadır.
İnovasyon bilimi ile son teknoloji cihazlarımızla klinik tıp arasında köprü kuruyoruz.